4 Aralık 2016 Pazar

Aralık kapıdan giren dört yazar

Geçen yılın Aralık ayında boş yokmuş. Ay boyunca okuduğum 4 kitabı da şöyle bir hatırlayınca buna emin oldum.

Nedense yeni yıl arefeleri beni hala neşelendirebiliyorlar. Beklentiler bir yana, belki de kışı yarılamış olmak avuntusudur bu...

Geçen yılbaşı arefesinde belli ki okuduğum kitaplar beni baya avutmuş.

İlki, son yıllarda hep adını duyduğum Zabel Yesayan'ın "Meliha Nuri Hanım"ı. 1878'de Üsküdar'da doğan Yesayan, Sorbonne'da edebiyat ve felsefe okumuş. Ermeni kırımında sürgün listesinde yer alan yazar, Osmanlı kadını kılığında Bulgaristan'a kaçıyor. Sonraki hayatını Ortadoğu'daki mülteci ve yetimlere adayan Yesayan, Sibirya'da, muhtemelen sürgünde ölüyor ya da öldürülüyor. Yazarın sözünü ettiğim kitabının kahramanı Meliha Nuri, çok sert mizaçlı, kuralcı, muhafazakar bir kadın. Bu özellikleri en çok da kendisini yaralıyor, hayatını daraltıyor. Müreffeh bir ailenin kızı olan Meliha Nuri, I. Dünya Savaşı'nda gönüllü hastabakıcılık yapar. Bir yanda kendisini terkeden zabit nişanlısı, diğer yanda aslen konaklarında çalışan yoksul ailenin oğlu olan hekim ile arasındaki duygusal gerilimler Meliha Nuri'yi yıpratır. Öte yandan, roman boyunca sık sık karşımıza çıkan Ermeni meselesine bakışındaki statükoculuk ve ötekileştirici tavır, dönemin baskın görüşlerini yansıtması bakımından önemli. Yine aynı cehpede birlikte çalıştıkları Ermeni hekim ile kahramanımızın kurduğu ilişki de kayda değer. Yesayan, derdi olan ve bu derdi iyi anlatan bir yazar. Mutlaka okunmalı. Üstüne üstlük, o dönem için aldığı eğitim, cesareti ve politik duruşuyla ayrıksı olan bir kadın yazar Yesayan.

Aras Yayınları başka bir dünyanın kapılarını açıyor.


Murathan Mungan'ın ilk dönem yazdıkları benim her daim yoldaşımdır. Üç Aynalı Kırk Oda, Paranın Cinleri, Mahmud ile Yezida ve sonra az da olsa Kadından Kentler bende yer etmiştir. Haliyle, Harita Metod Defteri'nin, çıktı çıkıyor derken kitapçılarda boy göstermesi beni çok heyecanlandırdı. Mungan, Paranın Cinleri'nde Mardin'de, civar şehirlerde ve Ankara'da geçen çocukluğuna tadımlık bir giriş yapmıştı. Harita Metod Defteri'nde ise tüm hayatını teşrih masasına yatırıyor ve hakkında bilmemizi istediği ne kadar şey varsa üstümüze boca ediyor. Unutulmaz bir okuma deneyimi oldu benim için. Yine kendisinin dediği gibi, "çocukluğu bir kez daha benim kardeşim oldu". Başka hayatlar, başka hayaller, arzular, kederler, travmalar ama çok benzer hisler, izler... Mutlaka ama mutlaka okuyunuz.

Mungan'ın hikayesine sahne teşkil eden eski Mardin.


Selçuk Baran'ı çok geç keşfetmek benim suçum mu? Bütünüyle değil. Önceleri isminden dolayı onu erkek sanıyordum. Kadın yazarlara torpil geçerim çünkü, kadın olduğunu bilseydim hemen yanaşırdım. Ama edebiyat dünyası kadın yazarlara torpil geçmediği gibi, parmağının ucuyla dokunuyor onlara. Yazardan önce Bozkır Çiçekleri'ni okumuştum. Ankara'da geçiyor diye de bi sevinmiştim. Hemen bağlandım kendisine. O nasıl bir duruş hayata karşı? O ne feraset, üslupçuluk, özgür ruh! Bir Solgun Adam ise anlatısının şahikası bence. Yusuf Atılgan'ın Aylak Adam'ına benziyor. Ama sadece benziyor. Nev-i şahsına münhasır bir adam Baran'ınki. Ahir ömründe zaten hiç içinin ısınmadığı karısı ve kızından kaçan adamımız bankacı Mehmet Taşçı, yaşlı Dürnev Hanım'ın çatı katını kiralar. Küçücük bir çatı odasından dünyanın hikayesini çıkarıyor Selçuk Baran. Mehmet Taşçı'yı, onun yalnızlığını, dünyaya sığamaz halini, korkularını, avareliğini maharetle anlatıyor. Ayhan Geçgin'in Uzun Yürüyüş'ünün kahramanını da hatırlattı bana Mehmet Taşçı. Geçgin, Baran'ı okumuş mudur acaba hiç? Okusa severdi. Umarım okumuştur.

Şöyle kısa da olsa sohbet etmek isteyeceğim bir kadındı Selçuk Baran.


Yalçın Tosun'un çok fazla reklamı, tanıtımı yapıldı. Bu kadar güzel kitap adı olmaz be kardeşim, dedirttiği ve kitapla ilgili tanıtım yazıları çok baştan çıkarıcı olduğu için aldıydım Bir Nedene Sunuldum'u. Öykü okumayı sevmem ben. Ama bunlar gerçekten okunmaya değer öykülermiş. Yaşlılık, çocukluk, yalnızlık, arzular, beklentiler, gerilimler... Birçok karanlık hikayenin içinde bunların hepsi var. Gündelik olandan, basitlikten edebiyat çıkarmak zor. Bence Tosun bunu yapıyor.

Anne, Baba ve Diğer Ölümcül Şeyler'in de yazarı Tosun.


Rica edeceğim bunların hepsini okuyun. Pişman olmayacaksınız.


Meliha Nuri Hanım, Zabel Yesayan, Çev. Mehmet Fatih Uslu, Aras.
Harita Metod Defteri, Murathan Mungan, Metis.
Bir Solgun Adam, Selçuk Baran, YKY.

Bir Nedene Sunuldum, Yalçın Tosun, YKY.

3 yorum:

  1. Şahane kitap önerileri, hemen ekliyorum listeme ve fakat Selçuk Baran 'ı ben de erkek sanıyordum hay allah. Çok da iyi bir okur değilim galiba.
    Sevgiler. ☺❤

    YanıtlaSil
  2. Şahane kitap önerileri, hemen ekliyorum listeme ve fakat Selçuk Baran 'ı ben de erkek sanıyordum hay allah. Çok da iyi bir okur değilim galiba.
    Sevgiler. ☺❤

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...